FM English Chapter 2

 0    105 tarjetas    alicelik7
descargar mp3 imprimir jugar test de práctica
 
término definición
tam, müsait, uygun, rahat, kullanışlı, yakın, ulaşımı kolay, elverişli
empezar lección
convenient
ilgisiz, konu dışı, yersiz, gereksiz
empezar lección
irrelevant
güvenilir, emin, sağlam
empezar lección
trustworthy
açıkçası, açık söylemek gerekirse
empezar lección
frankly
kızamık
empezar lección
measeles
kirletmek (mikrop/zehir ile), bulaştırmak, pisletmek,
empezar lección
contaminate
tehlikeli, riskli, zararlı
empezar lección
hazardous
tartışılmaz, açık ve kesin, su götürmez
empezar lección
indisputable
uygunsuz, yersiz, uygun olmayan, yakışık almayan
empezar lección
inappropriate
vakur, ağırbaşlı, ciddi, heybetli
empezar lección
solemn
yükselmek(fiyat), tırmandırmak, kızıştırmak,
empezar lección
escalate
fikir ayrılığı, çelişki, anlaşmazlık, çekişme, çatışma, mücadele
empezar lección
conflict
kınamak, lanetlemek, ayıplamak, kamulaştırmak, mahkum etmek, birini bir şeye zorlamak
empezar lección
condemn
uygun, münasip, layık, hak sahibi, Hakkı olan, nitelikli
empezar lección
eligible
şaşmaz, yanılmaz, hatasız kimse
empezar lección
infallible
sonsuz, sınırsız, uçsuz bucaksız
empezar lección
infinite
nafile, boşuna, boş
empezar lección
futile
kesin
empezar lección
conclusive
uyumsuz, zıt, geçimsiz
empezar lección
incompatible
zararlı
empezar lección
detrimental
ünlü, seçkin, güzide, saygın
empezar lección
eminent
uyarıcı (hap/ilaç)
empezar lección
stimulant
genişleme, büyüme, gelişme
empezar lección
expansion
muazzam, çok büyük, kocaman, engin, ucu bucağı olmayan
empezar lección
immense
kişisel özellik, karakter, nitelik
empezar lección
trait
hain
empezar lección
traitor
tartışmalı, çekişmeli, ihtilaflı, tartışmaya açık, uyuşmazlık yaratan
empezar lección
controversial
dikkatli, çalışkan, gayretli, hamarat
empezar lección
diligent
başarılı, zengin, müreffeh, kalkınmış
empezar lección
prosperous
tüketmek, tükenmek, azalmak, azaltmak, boşaltmak
empezar lección
deplete
içgüdüsel
empezar lección
instinctive
merak, ilginç ve acayip, tuhaf,
empezar lección
curiosity
önkoşul
empezar lección
perequisite
varlıklı, zengin, hali vakti yerinde
empezar lección
affluent
titiz, dikkatli, çalışkan, işine bağlı, vicdanlı, dürüst
empezar lección
conscientious
tehdit, göz dağı, zarar vermek, korkutmak
empezar lección
menace
öngörüsüzlük, basiretsizlik, uzağı görememe
empezar lección
short-sightedness
basiret
empezar lección
far-sightedness
zarar verme, boz(ul)ma, sakatlık, bozukluk
empezar lección
impairment
engel
empezar lección
impediment
benzeri görülmemiş, benzersiz, görülmemiş
empezar lección
unprecedented
olay
empezar lección
occurrence
yayınlama; yayın; yayın yapma, geçirme, iletme, gönderme, yayma, şanzıman, vites kutusu
empezar lección
transmission
oran, nispet, miktar
empezar lección
proportion
Muzaffer, galip
empezar lección
triumphant
ortaya çıkmak, den, görünmek, belirmek, zor bir durumun sonuna gelmek, atlatmak, kurtulmak, üstesinden gelmek
empezar lección
emerge
kalmak, geriye kalmak, kalmak (sessiz/hareketsiz), olduğu gibi kalmak
empezar lección
remain
ikna olmuş, inanmış, emin
empezar lección
convinced
yenileme, yenilenme, onarım
empezar lección
renovation
zorlu, dişli, yaman başedilemez, korkunç, ürkütücü
empezar lección
formidable
kaçmak, başlamak (savaş/yangın), Fırtına kopmak
empezar lección
break out
çakışma, rast gelmek, uymak, uyuşmak, örtüşmek, bağdaşmak, aynı fikirde olmak
empezar lección
coincide
çarpışmak, çarpmak, çatışmak, ters düşmek
empezar lección
collide
kontrat, sözleşme, sözleşme yapmak, hastalık kapmak, yakalanmak, çekmek, çektirmek, kısalmak, kısaltmak, küçülmek küçültmek
empezar lección
contract
patlamak, lav püskürtmek, aniden şiddetle olan, birden kendinden geçmek, çılgına dönmek
empezar lección
erupt
serpilmek, büyümek, gelişmek, sallamak, süslemek, güzelleşmek,
empezar lección
flourish
karışmak, müdahale etmek, engellemek,
empezar lección
interfere
müdahale etmek, karışmak
empezar lección
intervene in
oyalanmak, sallanmak, gecikmek, ağırdan almak, savsaklamak
empezar lección
linger
somutlaştırmak, gerçekleşmek
empezar lección
materialize
baskın olmak, çoğunlukta olmak
empezar lección
predominate
galip gelmek, etkin olmak, baskın çıkmak, egemen olmak
empezar lección
prevail
gelişmek, ilerlemek, başarılı olmak, zenginleşmek, kalkınmak
empezar lección
prosper
çekmek (kumaş), küçülmek, küçültmek, daralmak, daraltmak, çekinmek, korkuyla geri çekilmek
empezar lección
shrink - shrank - shrunk
artış, yükselmek, fırlamak (fiyat), tırmanmak
empezar lección
soar
kök, sap, gövde, engellemek, önlemek
empezar lección
stem
ortaya çıkmak, baş göstermek, doğmak, meydana gelmek, oluşmak, kaynaklanmak, ayağa kalkmak, yükselmek
empezar lección
arise - arose - arisen
yüzyıl, asır
empezar lección
century
mezunlar
empezar lección
alumni
kaymak, kaydırmak, slayt, düşüş, kötüleşme, azalma
empezar lección
slide
küçülmek, azalmak, düşüş, büzülmek önemini kaybetmek
empezar lección
dwindle
bol miktarda şey, (bir şey ile) dolu olmak
empezar lección
abound with sth
bol miktarda, (bir şey yönünden) zengin olmak
empezar lección
abound in
ileri gelmek, kaynaklanmak, - den kaynaklanmak, - den meydana gelmek
empezar lección
result from
başarmak, elde etmek, ulaşmak erişmek
empezar lección
achieve
değerlendirmek, değer biçmek, hesaplamak,
empezar lección
assess
arazi. mülk, site kompleksi, para ve mal varlığı, gayrimenkul, sosyal durum, miras
empezar lección
estate
üstlenmek, saymak, farz etmek, sanmak, varsaymak, ... olduğunu düşünmek, gibi davranmak
empezar lección
assume
oylama, oylamak
empezar lección
ballot
atmak, fırlatmak, değiştirmek, dökmek, döküm yapmak, rol vermek, oyuncu seçmek, oy vermek, (olta) atma, (kırık için) alçı, oyuncu kadrosu
empezar lección
cast
işlemek(suç vb), yapmak, kesin karar vermek, resmi olarak bir yere kapamak, yatırmak (cezaevi...), kendini adamak, üstlenmek
empezar lección
commit
şaşırtmak, aklını karıştırmak, kafa karıştırmak, kafasını bulandırmak,
empezar lección
perplex
şaşırtmak, şaşkına çevirmek, hayret ettirmek
empezar lección
bewilder
semizotu
empezar lección
purslane
canlanma, tekrar rağbet bulma/beğenilme
empezar lección
revival
maruz kalmak, geçirmek, başından geçmek, uğramak, katlanmak, görmek, geçmek(tedavi... vb)
empezar lección
undergo
kullanma hakkı, önemli görev/memuriyet süresi
empezar lección
tenure
sulu ve etli, lezzetli, kalın yaprak ve sapı olan bitki
empezar lección
succulent
kalıntı, artık, çökelti, tortu, telve
empezar lección
residue
fıstık, Antep fıstığı
empezar lección
fıstık, Antep fıstığı turco
pistachio
Zerdeçal
empezar lección
turmeric
dayanıklılık, cesaret, bitkinin zor koşullara dayanma kabiliyeti, adaptasyon
empezar lección
hardiness
yetiştirmek
empezar lección
cultivate
yeterli
empezar lección
sufficient
çap
empezar lección
diameter
zenginleştirmek, besin değerini artırmak
empezar lección
enrich
köksap, toprakaltı gövde
empezar lección
rhizome
sayısız
empezar lección
myriad
evde yetiştirilen
empezar lección
homegrown
tat
empezar lección
savor
mutfak
empezar lección
culinar
muhafaza, tutma, alıkoyma, (sıvıyı) sızdırmama; öğrenip özümleme; zihinde/akılda kalma
empezar lección
retention
cüce
empezar lección
dwarf
(tohum) saçmak, tohum Ekmek
empezar lección
sow - sowed - sown
fide
empezar lección
seedling

Debes iniciar sesión para poder comentar.